Kadına yönelik şiddet, kadının; fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik olarak zarar görmesi ya da acı çekmesiyle sonuçlanan ya da sonuçlanması muhtemel olan tehdit, baskı ile özgürlüğün keyfi kısıtlanmasını içerir. Hayatın her alanında aile içinde ya da iş yaşamında kadın şiddete maruz kalabilmektedir. Kadınlar özellikle aile içinde eş, akraba ya da tanıdıkları kişiler tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Şiddet denildiğinde genellikle fiziksel şiddet anlaşılıyor olsa da sözel, ekonomik, cinsel ve psikolojik boyutları da vardır. Şiddete sebep olan birçok faktör mevcut olmakla birlikte genel olarak psikolojik faktörler ile dış çevre arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin en sık rastlanan formlarından birisi eş şiddetidir. Şiddete maruz kalmış olma kadınların duygu durumunu önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle şiddete maruz kalan kadınlarda; depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu ve intihar girişimlerine sıklıkla rastlanmaktadır. Depresyon aile içi şiddet olaylarında sık görülen bir sorundur ve anksiyete de sık olarak depresyona eşlik edebilir. Şiddet kuşaktan kuşağa geçmektedir ve tanık olan kişilerin de psikolojik durumlarını psikolojik ve bedensel yönden olumsuz olarak etkilemektedir.
Şiddet kadının yaşam hakkının, güvenliğinin, onurunun, özgürlüğünün ve bedensel bütünlüğünün sırf kadın olduğu için ihlali anlamına da gelmektedir. Kadına yönelik şiddetin türleri fiziksel şiddet, sözel şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet ve psikolojik şiddet olarak belirlenmiştir.
Tokat atmak,dövmek, vurmak, itmek, ısırmak, kemiklerini kırmak, duvara vurmak, yaralamak, bıçak çekmek, boğazlamak, sarsmak öldürmeye kalkışmak, yakın mesafede el kol hareketleri yapmak özel eşyalara zarar vermek ve benzeri davranışları içermektedir.
Aşağılayıcı sözler söylemek, zaafları ile alay etmek, aşırı genellemeler yapmak ( sen hep böylesin gibi) suçlamak, küfür etmek, hakaret etmek, yüksek sesle bağırmak, kadının özgüvenini yitirmesine sebep olmak, korkutmak, çocukları vermemekle ya da kadının sosyal ve mesleki yaşamını bozmakla tehdit etmek gibi davranışlar yer almaktadır.
Kadının çalışmasına izin vermemek, çalışan eşin parasını elinden almak, kadının mal/mülkünü kontrol etmek, kadının nereye para harcadığını kontrol etmek, para yönetimi konusunda eleştirmek gibi davranışlar yer almaktadır.
Tecavüz etmek, kadını kabul edemeyeceği şekilde cinsel ilişkiye zorlamak, ensest ilişkiye kalkışmak ya da gerçekleştirmek, cinsel içerikli imalar yapmak, fuhuşa zorlamak, cinsel yaşamlarında kadını aşağılayıcı davranışlarda bulunmak gibi davranışlar cinsel şiddeti oluşturmaktadır.
Kadın ile doğrudan iletişimi kesmek, surat asmak, kadının kendisini ifade etmesini engellemek, duygusal sömürü yapmak, kadının kendisine güvenini ve saygısını yitirmesine sebep olmak, kadının sosyal hayatını katı kurallarla sınırlamak, kadını sürekli eleştirmek, sürekli takip etmek, çirkin veya işe yaramaz olduğunu söylemek, yalnız ve desteksiz bırakmak, çocuğu kadına karşı kötü etkilemek gibi davranışları kapsamaktadır.
Kadına yönelik şiddet yaşamın her alanında görülebilen ve dünyada giderek artan önemli bir sorundur. Farklı sosyal, ekonomik ve öğrenim düzeyinden her yaşta kadın hayatında eşinden veya başka problemlerden kaynak alan sorunlar yaşamaktadır. Kadına yönelik şiddetin nedenlerini anlayabilmek için birçok faktörün ele alınması gerekmektedir çünkü insan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Bireyi ele alırken yakın çevresi ile ilişkisi, psikolojik ve biyolojik yapılanması ile birlikte içinde bulunduğu ve yetiştiği toplumsal çerçevenin de göz önüne alınması gerektiği açıktır.